G-YNGZ371DBD
Dolar
Euro
Altın
BİST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

KUTLU DOĞUM 6

19.11.2023
99
A+
A-

 
Madem eyyâmın (günlerin) lisan-ı şer’îde (dinî literatürde, dinî tabirde) böyle ıtlâkatı (sınırsızlıkları, belli bir sayı veya miktarla sınırlamamaları) vardır. 
İlm-i tabakatü’l-arz (yeraltı ilmi, jeoloji) ve coğrafya ve tarih-i beşeriyet ulemasınca (insanlık tarihi alimlerince), 
nev-i beşerin yedi bin sene değil, 
belki yüz binler sene geçirdiğini teslim de etsek, 
“Âdem’den (ilk peygamberden) kıyamete kadar ömr-ü beşer (insanlığın ömrü) yedi bin senedir”. (el-Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, 3:547, hadis no: 4278.)
olan rivayet-i meşhurenin (Peygamber Efendimizden (a.s.m.) duyulmuş haberlerin) sıhhatine (doğruluğuna) ve 
beyan ettiğimiz (anlattığımız) altı bin altı yüz altmış altı sene, 
Nur-u Kur’ân (Kur’ân’ın nuru) 
hükümfermâ olduğuna (hüküm sürdüğüne) münâfi (aykırı) olamaz, 
cerh edemez (çürütemez). Barla Lahikası 443
 
Fakat nefsü’l-emirdeki eyyâmın hakikati (günlerin gerçek yönünün aslı, içyüzü), 
o rivayet-i meşhurede (Peygamber Efendimizden (a.s.m.) duyulmuş haberlerde) hangisi olduğu şimdilik bu dakikada kalbime inkişaf ettirilmedi (açılmadı). 
Demek o sırrın inkişafı (açığa çıkması) 
münasip (uygun) değil.
Şu meselede şimdilik delilini gösteremeyeceğim bir müddeâyı (iddia edilen şeyi) beyan ediyorum (açıklıyorum). Şöyle ki:
 
Şu dünyanın bir ömrü ve 
şu dünyadaki küre-i arzın (yer kürenin) dahi ondan kısa diğer bir ömrü ve 
küre-i arzda yaşayan nev-i insanın (insanlığın) daha kısa bir ömrü vardır. 
Bu birbiri içinde üç nevi mahlûkatın (üç çeşit varlıkların, yaratıkların) ömürleri,
saatin içindeki dakika, 
saniye, 
saatleri sayan çarkların nisbeti (karşılaştırılması) gibidir. 
Nev-i insanın (insanlığın) ömrü, 
küre-i arzın (dünyanın) iki hareketiyle hasıl olan (meydana gelen) malûm eyyamla (bilinen günlerle) olduğu gibi, 
zîhayatın vücuduna (canlıların var olmasına) mazhar olduğu (kavuştuğu) zamandan itibaren, 
küre-i arzın (dünyanın) ömrü ise 
merkez-i irtibatı (bağlantı merkezi) olan şemsin (güneşin) hareket-i mihveriyesiyle (yörüngedeki hareketiyle) 
hasıl olan eyyamla (meydana gelen günlerle) olması 
hikmet-i Rabbâniyeden (herşeyi bir fayda ve gayeye yönelik olarak idare ve terbiye eden Allah’dan) uzak değildir. 
Ve dünyanın ömrü ise 
Şemsü’ş-Şümusun (güneşlerin güneşi; Vega yıldızının) hareket-i mihveriyesiyle 
(yörüngedeki hareketiyle) 
hasıl olan eyyâm (meydana gelen günler) iledir. Barla Lahikası, 443.
 
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.