“İçimdeki Ben”
Bir göl gibi durgunum,
Rüzgâr bile ürkütmesin diye;
Anlattıklarım suskunluktu sanki…
Dinleyip durdum herkesi,
Zira her müskit kelimem,
Bir hakikatin yükünü taşırdı ama
Belağat onu gerektirirdi; susup dinlemeyi…
Erteledim bazen,
Güne geceye değil,
Yüreğimin vakit rüzgârına bıraktım sözleri.
Çünkü her şeyin bir vakti vardı,
ve ben vakitlerin terbiyesini bilirdim.
Gelenekten bir mendil gibi
katladım dualarımı,
sırtıma örttüm eski sözleri.
Yeniyi de gördüm,
ama tanımadım,
yüreğime danışmadıkça…
Bazı hallerde panikledim de
Dilemmada da kaldım,
evet…
Ama çöktüğüm yerden
bir dua gibi doğruldum hep.
Çünkü içimde bir ses vardı:
“Yontulmayı bekleyen mermer gibisin.”
Ve şimdi,
dünyanın gürültüsü dışında,
kendimi dinliyorum.
Çünkü bazen en büyük,
“Dünya Bir İnkılap Bekliyor” diyor ya Necip Fazıl,
İnsanın kendi tefekkür sessizliğini duymasıdır asıl inkılap.