KÂİNAT AYETLERİNİN PARTİKÜLLERİNDEN…

Mehmet Nuri BİNGÖL
Bedizzaman ne güzel der: “Kainattaki en küçük masnuda, en büyük san’at var.”
Bunu okuduğumda ifadeyi mübalağalı bulup düşünebildiğim bazı ufak canlılarda bile bazı handikaplar görmüştüm; hücrenin haricinde… Ama canlı DNA’sı hakkında bazı bilgilere rastlayınca, vecizenin tam istikametli olduğuna ikna oldum
İnsan DNA’sı, yaratılışın ve ilahi kudretin delillerinden biridir. Bu konu, hem fenni gerçekler hem de imanî bakış açısı ile ele alındığında daha net ortaya çıkar.
DNA, insanın tüm biyolojik planını içinde barındıran bir bilgi deposudur. 3 milyar baz çifti (A, T, C, G harfleri gibi) ile yazılmıştır.
Bu dizilme, hangi proteinin nasıl üretileceğini, hücrenin nasıl çalışacağını ve tüm vücudun nasıl şekilleneceğini izni İlahi ile belirler. Bir hücredeki DNA, ansiklopediler dolusu bilgiye eşdeğer bir kodlama mucizesidir.
Basit anlatımla: DNA, adeta 46 ciltlik bir “yaratılış kitabı”dır ve her hücrenin çekirdeğinde bir kütüphane gibi durur.
DNA’daki İlahi delilleri tefekkür bizi nereye götürür? DNA bir bilgi kodudur. Kodların kendiliğinden oluşması mümkün değildir.
Örneğin: “kitap” kelimesi rastgele harflerle oluşamaz; arkasında bilinçli bir yazar vardır. Aynı şekilde DNA’daki 3 milyar harflik kod, bilinçli bir Kudret’in işaretidir. Mükemmel düzen ve planlamayı kudreti sonsuz bir Zat’tın mevcuiyetinden başka nasıl izah edebiliriz?
İnsan DNA’sı, vücuttaki 70 trilyon hücreye aynı talimatları verir. Hücreler, bu talimatla göz, kalp, beyin gibi farklı organları oluşturur.
Bu, kör tesadüfün değil, kusursuz bir planın işaretidir.
DNA’daki bilgi, hücre içi makinelerle (ribozomlar, enzimler, proteinler) kusursuz bir iş birliği yapar. Bu, sanki bir fabrika kurmuşsun ve makineler hem üretimi hem bakımını hem de planlamayı kendi içinde yürütüyor.
Bu mükemmel sistem, Allah’ın “Hakîm” (hikmet sahibi) isminin bir tecellisidir. 3 milyar basamaklı bir merdivenin tamamen doğru sıralanması gerekir.
Tek bir harf hatası bile bazen ölümcül hastalıklara yol açar. Bu hassasiyet, “Rastgele oluşamaz” gerçeğini gösterir.
Kur’an-ı Kerim ve DNA İlgisi başlı başına bir bahistir. Kur’an, insanın yaratılışındaki mucizelere sıkça dikkat çeker:
“Sizi (başlangıçta) topraktan, sonra nutfeden yaratan, sonra sizi çiftler yapan O’dur.” (Fâtır Sûresi, 11)
Nutfeden (sperm ve yumurta) bir insan planı çıkar. Bugün biliyoruz ki bu planın şifreleri DNA’dadır. Bu, “Allah’ın yaratışını göremeyen gözlere bir ikaz” gibidir.
Bilgi varsa, bilginin sahibi vardır. Plan varsa, planlayıcı vardır. Mükemmel bir düzen varsa, bunu kuran bir Kudret vardır. İnsan DNA’sı da bize sessizce şunu der: “Ben tesadüfen olaman ve abes değilim, beni yazan ve yaratan bir Kudret var.”
DNA, 3 milyar harften oluşan bir hayat kitabıdır. Hiçbir bilgi ve kod tesadüfen oluşamaz; her bilginin bir yazarı vardır.
DNA, hücrelere hangi proteini nasıl üreteceklerini bildirir. Bu kusursuz plan, Allah’ın ilmini ve kudretini gösterir. Tek bir harf hatası bile hastalıklara yol açabilir. Bu hassas denge, tesadüfün imkânsızlığını ortaya koyar.
DNA, hücredeki tüm organellere talimat verir; hepsi mükemmel bir iş birliğiyle çalışır. Bu uyum, Allah’ın “Hakîm” (hikmet sahibi) ismini hatırlatır.
Kur’an, insanın nutfeden (sperm-yumurta) yaratıldığını bildirir. Bugün biliyoruz ki bu nutfenin içindeki şifre DNA’dır.
İnsan DNA’sı bize sessizce ve hal dili ile şunu der: “Ben tesadüfi değilim; beni yazan ve yaratan bir Kudret var.”