Anneler Günü’nün Buruk Gölgesi

Anneler Günü’nün Buruk Gölgesi

Mayıs ayının bu ikinci pazarı, her yıl olduğu gibi kalbimizi sevgi ve minnetle dolduruyor. Annelerimiz… Varlıkları hayatımızın en değerli hediyesi; şefkatleri, fedakârlıkları ve koşulsuz sevgileriyle bugünlere gelmemizin yegâne mimarları. Onların sıcak kucağı, her zaman sığındığımız güvenli bir liman; yolumuzu aydınlatan bir ışık olmuştur.

Ancak bu Anneler Günü, içimizde tarifsiz bir buruklukla karşılanıyor. Gözlerimiz, coğrafyamızın kanayan yarası Gazze’ye çevriliyor. Bombaların gölgesinde, enkaz yığınları arasında evlatlarını arayan, onlara bir kez daha sarılmaya hasret kalan annelerin feryatları kulaklarımızda yankılanıyor. Şehit annelerinin yürek dağlayan acısı, evlatlarının kanıyla sulanan topraklarda yeşeren o mucizevi sabır, bizleri derinden etkiliyor. Onlar, zulmün en acımasız yüzüyle sınanırken bile metanetlerini koruyarak insanlığa umut oluyorlar.

Gazze sadece bir örnek. Coğrafyamızın dört bir yanında, savaşın, yoksulluğun, ayrımcılığın pençesinde evlatlarını hayata tutundurmaya çalışan nice kahraman anne var. Onlar, yavrularına hem anne hem baba oluyor; her bir gözyaşı ve çabalarıyla anneliğin ne denli kutsal ve zorlu bir görev olduğunu bir kez daha hatırlatıyor bizlere.

Öte yandan, içimizi kanatan bir başka acı gerçekle de yüzleşmek zorundayız. Dünyaya getirdiği evladının kıymetini bilmeyen, onu çaresizce sokağa bırakan, hatta canına kıyan vicdansız anneler de var. Bir canı dünyaya getirmenin sorumluluğunu taşımayan, annelik gibi yüce bir duyguyu ayaklar altına alan bu kara tablolar, insanlığımız adına utanç verici bir leke olarak kalbimizde yer ediyor.

Bugün, tüm anneleri sevgiyle kucaklarken özellikle zorluklar içindeki, acı çeken anneleri unutmayalım. Onların güçlü duruşlarına, bitmek tükenmek bilmeyen mücadelelerine saygı duyalım. Evlatlarının kıymetini bilmeyen, onlara zulmeden annelerin de bir an önce vicdanlarının sesini duymalarını dileyelim. Unutmayalım ki: “Cennet, annelerin ayakları altındadır.” Bu hadis-i şerif, anneliğin ne denli ulvî bir makam olduğunu en güzel şekilde özetliyor. Ne yazık ki bazı evlatlar bu gerçeği görmezden gelerek annelerini küçümsüyor, onlarla alay ediyor, hatta annelerinin alın teriyle kazandığı işten utanabiliyorlar. Anadolu’nun dört bir yanında, zorlu yaşam koşulları altında evlat yetiştirmeye çalışan annelerimizin fedakârlıkları ise asla unutulmamalıdır.

Unutmayalım ki bir toplumun geleceği annelerin elindedir. Onlara sahip çıkmak, onların yanında olmak, sağlıklı ve mutlu nesiller yetiştirmek hepimizin sorumluluğudur. Bu Anneler Günü’nde sadece kendi annelerimize değil, tüm annelere sevgi ve saygılarımızı gönderelim. Yüreklerimiz onlarla atsın, dualarımız onlarla yükselsin. Belki o zaman, anneliğin kutsallığına gölge düşüren tüm acılar diner ve yeryüzü annelerin şefkatiyle yeniden yeşerir.

Tüm annelerin Anneler Günü kutlu olsun.

Deniz Karabağ