G-YNGZ371DBD
Dolar
Euro
Altın
BİST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

DOĞA’NIN KANUNU İLAHİ DÜZEN MİDİR?

14.04.2025
32
A+
A-

Doğa… Sessizce konuşan, görünmeyeni gösteren ve her canlıyı kendi yasalarıyla terbiye eden büyük bir kudretin yansımasıdır. Toprağın altında filizlenen bir tohumdan, gökyüzünde süzülen kuşlara kadar her şey, görünmez ama şaşmaz bir düzene bağlıdır. Bu düzen, sadece fiziksel yasalarla açıklanamayacak kadar derin ve anlam yüklüdür. İşte bu noktada, doğanın kanunu ile birlikte işleyen ilahi bir güç hissedilir: her şeyin merkezinde, her canlının var oluş sebebinde Tanrısal bir denge yatar.
Doğanın kanunu, canlılar arasında bir hiyerarşi değil, bir denge kurar. Aslanın avladığı ceylan, toprağa düşen yaprak, çürüyerek yeni yaşam alanı açan bir ağaç gövdesi… Tüm bu olaylar yıkım gibi görünse de, aslında yeniden doğuşun ve sürekliliğin parçalarıdır. İnsan da bu döngünün bir parçasıdır ama çoğu zaman bunu unutur. Oysa ne kadar uzaklaşırsa uzaklaşsın, kalbi hâlâ doğanın ritmine göre çarpar: bir annenin çocuğuna duyduğu sevgiyle, bir hayvanın içgüdüsel koruma güdüsü aynı kaynaktan beslenir.
İlahi güç, doğada kendini gizlemeyi değil, göstermeyi seçmiştir. Güneşin her sabah doğması bir tesadüf değil; kainatın merkezinden gelen bir iradenin yansımasıdır. Her canlının doğum anı, onun yaşam yolculuğu ve ölümle noktalanan hikayesi, kaderin ve ilahi planın izlerini taşır. Kimi zaman sert, kimi zaman huzurlu ama daima adil bir yasadır bu. Ne bir karınca fazla ezilir, ne bir çiçek vaktinden önce solar; her şey zamanında ve yerli yerindedir.
İnsanoğlunun görevi ise bu düzeni bozmadan yaşamak, ilahi yasayı kalbinde taşıyarak diğer canlılarla uyum içinde var olmaktır. Doğanın kanununu tanımak, aslında Yaradan’ın sanatını anlamaktır. Bu anlayış, kibiri değil tevazuyu getirir; tüketmeyi değil, üretmeyi; yok etmeyi değil, yaşatmayı öğretir.
Sonuç olarak, doğanın kanunu sadece biyolojik bir düzen değil; ilahi bir ahlaktır. Tüm canlıları birbirine bağlayan görünmez bir ağ, ruhlara işlenmiş bir denge çizgisidir. Ve bu kanuna saygı duyan, aslında evrenin kalbine saygı duyar. Doğayı sevmek, hayatı sevmektir; çünkü doğa, yaşamın ta kendisidir.

YAZARIN SON YAZILARI
27 Kasım 2023
17 Kasım 2024
1 Haziran 2025
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.