Esir Dünyalar: Bağımlılığın Sessiz Çığlığı
Esir Dünyalar: Bağımlılığın Sessiz Çığlığı
Bağımlılık, yalnızca bir maddeye, bir nesneye ya da bir davranışa tutkunluk değildir. Bağımlılık; insanın, kendi iradesiyle arasına giren görünmez zincirlerdir. Kimi bir şişede kaybolur, kimi bir jetonun sesinde teselli arar, kimi de kart limitinde tükenen bir umuda tutunur. Ama her biri, başka bir gerçekliğin —yalnızlığın, bastırılmış acıların, görülmeyen travmaların— yankısıdır.
Psikolojik açıdan bakıldığında bağımlılık, sadece arzuların kontrolden çıkması değil, aynı zamanda duygusal düzenlemenin bozulmasıdır. Kişi, iç dünyasındaki boşluğu doldurmak için dış dünyada geçici çözümlere yönelir. Alkol ya da madde, bir süreliğine susturur geçmişin sesini. Oysa ertesi sabah, o ses daha yüksekten çığlık atar: “Yine başa döndün.”
Sosyolojik açıdan ise bağımlılık, bireysel bir zaaf değil; toplumsal yapının görünmeyen bir çarpığıdır. İşsizlik, yoksulluk, sosyal dışlanma ve yalnızlık… Bunların her biri, birer hazırlayıcı zemindir. Toplum, bireyin elinden tutmak yerine onu yargıladığında, bağımlı kişi yalnızca maddeye değil; aynı zamanda utanca, etiketlenmeye ve daha derin bir yalnızlığa mahkûm olur.
Biten bir şişe ya da sıfırlanan bir kart yalnızca finansal bir çöküş değil, bir varoluş isyanıdır. Çünkü bağımlılık, bir ‘rahatlama’ hali değil, bir kaçıştır. İnsan, kaçtığı şeyle yüzleşmekten korkar: geçmiş, travmalar, sevgisizlik, değersizlik hissi… Ve her kaçış, bir başka esaret zinciri daha ekler bileğine.
Ama unutulmamalı: Her bağımlı, bir zamanlar umutları olan bir insandı. Bağımlılığı seçmedi; bir çıkış kapısı ararken, yanlış kapıdan içeri girdi. Toplum olarak görevimiz, o kapıyı kapatmak değil, doğru olanı göstermek… Etiketlemek değil, el vermek…
Bağımlılıkla mücadele yalnızca terapi odalarında değil, sokakta, evde, okulda ve her bireyin yüreğinde başlar. Çünkü iyileşmek, yalnızca bırakmakla değil; yeniden başlanabileceğine inandırılmakla mümkündür.
Ve en önemlisi: Esaretin sona erdiği her sabah, insan yeniden doğar.
Yalnız Değilsiniz…
Eğer siz ya da bir yakınınız bir bağımlılıkla mücadele ediyorsa, unutmayın: Bu karanlığın içinde yalnız değilsiniz. Her çöküş, yeniden ayağa kalkma ihtimalini içinde taşır. Yardım istemek bir zayıflık değil; hayata yeniden tutunmanın ilk adımıdır.
Prof. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER