G-YNGZ371DBD
Dolar
Euro
Altın
BİST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Eve Ekmek Götüremeyen Babayı Güçlendirme Projesi

07.06.2025
15
A+
A-

Eve Ekmek Götüremeyen Babayı Güçlendirme Projesi: Ailede Roller, Fıtrat ve Toplumsal Dönüşüm Üzerine Bir Değerlendirme

 

Günümüzde toplumsal yapılar, teknolojik gelişmelerin, küreselleşmenin ve toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının etkisiyle hızlı bir değişim içerisindedir. Bu değişim, aile yapısını da derinden etkilemekte; kadınların iş hayatına katılımı artarken, geleneksel roller yeniden tartışma konusu olmaktadır. Ancak bu süreçte gözden kaçırılan bir gerçek vardır: Eve ekmek götüremeyen babaların yaşadığı kimlik ve rol krizi. Bu makalede, “Babayı Güçlendirme Projesi” başlığı altında aile içi rollerin dönüşümü, erkeğin aile içindeki yeri ve bu dönüşümün toplum üzerindeki etkileri ele alınacaktır.

 

Proje Nedir ve Neden Her Şey “Proje” Oldu?

 

Son yıllarda sosyal, ekonomik ve kültürel tüm girişimlerin birer “proje” olarak adlandırılması dikkat çekicidir. Bu yaklaşım, planlı ve hedef odaklı hareket etmeyi teşvik ederken, bazı temel değerlerin göz ardı edilmesine neden olmaktadır. Her birey proje üretip uygulamaya koyduğunda, toplumsal işleyişte temel rollerin göz ardı edilmesi riski ortaya çıkar. En çok da, üretici ve koruyucu rolü ile ailede temel taşı olan “baba” figürü bu sistemde işlevsizleşir.

 

Kadının İş Hayatındaki Yeri: Yükseliş mi, Yük mü?

 

Türkiye’de son 20 yılda kadınların iş gücüne katılım oranı belirgin şekilde artmıştır. Elbette bu gelişme, kadınların ekonomik bağımsızlık kazanması açısından değerlidir. Ancak bu yükselişin, aile yapısı üzerindeki etkileri daha fazla sorgulanmalıdır. Kadının çalışması, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyokültürel bir mesele olarak ele alınmalıdır.

 

Kadın; doğası, duygusal zekâsı ve üretkenliğiyle aile yapısında taşıyıcı bir unsurdur. Eğitim almalı, kendini geliştirmeli; fakat aynı zamanda aile içinde anne, eş ve evin duygusal düzenleyicisi rolünü de sürdürebilmelidir. Bu bağlamda kadınların istihdam alanlarının, çocuk ve aile merkezli meslekler olması gerektiği savunulabilir. Kadın emeği, toplumun temel taşlarından biridir; ancak bu emeğin aileyi zedelemeyen biçimde desteklenmesi elzemdir.

 

Erkeklik ve Baba Rolünün Dönüşümü

 

Toplumsal cinsiyet tartışmaları, eril ve dişil enerjiler gibi popüler kavramlarla beslenirken, aslında bir söylem karmaşası yaratılmaktadır. Bu karmaşanın sonucunda erkekler, kendi rollerini kaybetmekte; evin reisi, koruyucusu ve sağlayıcısı olma işlevlerini yitirmektedir. Baba eve ekmek götüremez hale geldiğinde, yalnızca maddi değil; psikolojik ve sosyal bir çöküş de yaşamaktadır.

 

Destek, yardım ya da bağışlarla geçinmek, babalarda yetersizlik hissi uyandırmakta; bu durum uzun vadede hem erkek psikolojisini hem de aile içi dengeyi zedelemektedir. Oysa baba, ailesine katkı sunduğu ölçüde güçlü ve huzurludur. Eşi, çocukları ve geniş ailesi için bir dayanak olabildiğinde, toplumsal huzur da sağlanmış olur.

 

Kadınlar, Toplumsal Hizmet ve Sessiz Kahramanlık

 

Kadının temel rolü, yalnızca çalışmak değil; aile içinde ihtiyaçları fark etmek, çözüm bulmak ve toplumu sessizce iyileştirmektir. Kadın, ailedeki ihtiyaçları hissetmeli; bunları kocasına, babasına ya da kardeşine usulca aktararak çözümün bir parçası olmalıdır. Bu, geçmişin kadim kültüründe “sessiz kahramanlık” olarak bilinen bir yaklaşımdır. Ne var ki günümüzde birçok kadın, bu görevleri yerine getirmek yerine alkış ve takdir bekleyen bir yapıya bürünmüştür.

 

Kültürel Çöküş ve Kaosun Kıyısında Bir Toplum

 

Toplum, öz değerlerinden uzaklaştığında kültürel bir çöküş yaşar. Bugün “durum değerlendirmesi” adı altında yapılan sohbetler, aslında dedikoduya ve yargılamaya dönüşmüştür. Dinlemeyi bilen, sorun çözen birey sayısı azalırken, yargılayan, kınayan bir topluluk hâline geldik. Bu da çatışmaları derinleştiriyor ve sorunları nesiller boyu taşıma riskini artırıyor.

 

Yabancı ülkelerde yaşlıların yalnızlıktan hayatını kaybetmesi ya da onların bakımını robotların üstlenmesi gibi uygulamalar, bizim için ibretliktir. Oysa bizim kültürümüzde yaşlıya hizmet, evladın şerefi sayılır. Bu kültürel mirasın yaşatılması gerekir.

 

Toplumsal Denge: Kadının Kadın, Erkeğin Erkek Olmasıyla Mümkündür

 

Kadınların erkekleşmesi, erkeklerin görevlerinden çekilmesi sonucunda ortaya çıkan karmaşa, bugün sokaklarda, evlerde, iş hayatında hissedilen huzursuzluğun başlıca sebebidir. Herkes her işi yapmaya başladığında, sorumluluk alanları karışır ve kaos oluşur.

 

Kadınların özgürleşmesi elbette kıymetlidir; fakat bu özgürlük, görevlerin ve rollerin inkârı anlamına gelmemelidir. Toplumsal huzurun yeniden tesis edilmesi için kadınların dişil enerjilerini artırmaları, erkeklerin ise eril rollerine sahip çıkmaları gereklidir.

 

Sonuç: Önce Ekmek, Sonra Pasta

 

Toplum, önce temel ihtiyacı karşılamalıdır. Önce bir bireyi tam anlamıyla iyileştirmek, sonra onu sosyal sistemin içine entegre etmek gerekir. Parça parça çözümler, bütünsel bir iyileşme sağlamaz. “Babayı Güçlendirme Projesi” bu bağlamda, yalnızca bir sosyal girişim değil; aynı zamanda kültürel ve ahlaki bir seferberliktir.

 

Toplum olarak yeniden toparlanmak, aileyi ayağa kaldırmak ve huzuru tesis etmek için görevlerimizi sessizce, gösterişten uzak biçimde yapmayı öğrenmeliyiz. Erkeklerimize iş, onur, üretme gücü; kadınlarımıza ise şefkatle yoğrulmuş bir alan sunmalıyız.

Selam ve dua ile…

Görev bilinciyle, kültürel devamlılığı sağlamak üzere, sözle değil eylemle yola devam etme niyetiyle…

 

Tülay Gürel

Özel Gereksinimli Bireyler Derneği Başkanı

KAÇEP Komisyon Başkanı

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.