G-YNGZ371DBD
Dolar
Euro
Altın
BİST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

İSLAM BİLİM ADAMLARI

02.07.2023
79
A+
A-

Bediüzzaman Said Nursi 33

Kelam ilmi alimleri ile Kur’ân’ın gerçek metodunun farkları, akla gelebilecek her türlü soruyu cevaplandıracak şekilde Yirmi Altıncı Mektupta anlatılmaktadır. Akla kapı açmak için bir giriş yapılacak olursa:

“Bazı Sözlerde ulema-i ilm-i kelâmın (kelam ilmi alimlerinin) mesleğiyle, Kur’ân’dan alınan minhâc-ı hakikînin (gerçek metodun) farkları hakkında şöyle bir temsil (kıyaslama tarzında benzetme) söylemişiz ki:

Meselâ, bir su getirmek için, bazıları küngân (su borusu) ile uzak yerden, dağlar altında kazar, su getirir. Bir kısım da, her yerde kuyu kazar, su çıkarır. Birinci kısım çok zahmetlidir, tıkanır, kesilir. Fakat her yerde kuyuları kazıp su çıkarmaya ehil (maharetli) olanlar, zahmetsiz herbir yerde suyu buldukları gibi, aynen öyle de:

Ulema-i ilm-i kelâm, esbabı (sebepleri), nihayet-i âlemde (dünyanın son bulmasında) teselsül ve devrin (zincirleme devam edip gitme ve dönüp dolaşıp aynı noktaya gelmenin) muhaliyetiyle (imkansızlığıyla) kesip, sonra Vâcibü’l- Vücudun vücudunu (varlığı gerekli olan, var olmak için hiçbir sebebe ihtiyacı bulunmayan Allah’ın varlığını) onunla ispat ediyorlar. Uzun bir yolda gidiliyor. Amma Kur’ân-ı Hakîmin minhâc-ı hakikîsi (her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân’ın gerçek yolu) ise, her yerde suyu buluyor, çıkarıyor. Herbir âyeti, birer asâ-yı Mûsâ (Hz. Mûsâ’nın (a.s.) taşa vurunca su çıkaran mu’cizeli deyneği) gibi, nereye vursa âb-ı hayat (hayat suyu) fışkırtıyor.”

“İmanınızı Lâ ilâhe illâllah ile yenileyiniz.” hikmetini: İnsanın hem şahsı, hem âlemi (kâinat) her zaman teceddüt ettikleri (yenilendikleri) için, her zaman tecdid-i imana (imanı yenilemesine) muhtaçtır.” diyerek ele alıp çok yönleriyle açık bir şekilde anlatılmaktadır.  

Yine Yirmi Altıncı Mektup, Dördüncü Mebhas, İkinci Meselede Muhyiddin-i Arabî, Fahreddin Râzî’ye mektubunda demiş: “Allah’ı bilmek, varlığını bilmenin gayrıdır.” Bu ne demektir? Sorusunu Yirmi İkinci Söz ve Otuz İkinci Sözün, İkinci ve Üçüncü Mevkıfında cevap verilmekle beraber burada da çok güzel açıklığa kavuşturulmaktadır.

 Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu

02.07.2023

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.