G-YNGZ371DBD
Dolar
Euro
Altın
BİST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

İSLAM BİLİM ADAMLARI

09.07.2023
105
A+
A-


Bediüzzaman Said Nursi 34
 
Yirmi Altıncı Mektup, Dördüncü Mebhas, Sekizinci Meselede; okuduğumuzda göreceğiz ki; çoğu zaman gündemimizi meşgul eden önemli soru, şüphe ve tereddütlerimizi, akli ve mantıki olarak cevaplandırmaktadır.
 
“Mühim bir sual: Bazı ehl-i tahkik (gerçeği delilleriyle araştıran âlimler) derler ki: “Elfâz-ı Kur’âniye (Kur’ân’daki ifadeler) ve zikriye ve sair tesbihlerin (diğer Allah’ı yüce şanına lâyık ifadelerin) herbiri müteaddit cihetlerle (çeşitli yönleriyle) insanın letâif-i mâneviyesini (manevi duygularını) tenvir eder (aydınlatır), mânevî gıda verir. Mânâları (anlamları) bilinmezse, yalnız lâfız (kelime) ifade etmiyor, kâfi (yeterli) gelmiyor. Lâfız (kelime) bir libastır (elbisedir); değiştirilse, her taife (topluluk) kendi lisanıyla (diliyle) o mânâlara (anlamlara) elfaz (kelimeler) giydirse, daha nâfi (faydalı) olmaz mı?” 
 
Elcevap: Elfâz-ı Kur’âniye (Kur’ân’daki ifadeler) ve tesbihât-ı Nebeviyenin (Hz. Muhammed’in (a.s.m.) Cenâb-ı Hakkı yüceltmek için kullandığı ifadelerin) lâfızları (kelimeleri) câmid libas (cansız elbise) değil, cesedin hayattar (canlı) cildi gibidir; belki mürur-u zamanla (zamanın geçmesiyle) cilt olmuştur. Libas (elbise) 
değiştirilir; fakat cilt değişse vücuda (var oluşa) zarardır. Belki namazda ve ezandaki gibi elfâz-ı mübarekeler (mübarek lâfızlar, hayırlı ifadeler), mânâ-yı örfîlerine (bir şeyin halk arasında kullanılan mânâsına) alem ve nam (özel isim) olmuşlar. Alem ve isim ise değiştirilmez.” Mektubat 474.
 
Yirmi Altıncı Mektup, Dördüncü Mebhas, Onuncu Meselede; Bediüzzaman Hazretleri tevazu ve mahviyeti öyle nazara veriyor ve insanların övgü ve iltifatından öyle kaçıyor ki; bunu burada ifade etmem mümkün değildir. Kaynağından okunduğu zaman hem müellifinin ve hem de telif ettiği eserleri okuyanların sınıflandırmasını ve beklentilerini maddeler halinde ortaya koymaktadır.
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
06.05.2023

YAZARIN SON YAZILARI
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.