G-YNGZ371DBD
Dolar
Euro
Altın
BİST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

İSLAM EKONOMİSİ: UMUMİ ADALETİN DENGELİ DÜZENİ

25.07.2025
49
A+
A-

Mehmet Nuri Bingöl
Günümüz insanı, borç yükü altında ezilirken ve büyük ekonomik krizlerin kıskacında yaşamaya çalışırken bir soru yeniden gündeme geliyor: Faizsiz, adaletli bir ekonomik düzen mümkün mü?
İslam’a göre bu sadece mümkün değil; insanca yaşamanın da temelidir. Zira İslam’ın ekonomik sistemi, insanı merkez alır. Hileye, faiz yoluyla sömürüye, müfrit servet birikimine karşıdır. Zenginliği tek elde toplamaya değil, adaletli biçimde yaymaya çalışır.
Faizin yasak olması hem kul hakkını çignememek hem de cemiyetteki adalet için mutlak zarurettir. Kur’an’da faiz (riba) kesin olarak yasaklanmıştır. Çünkü faiz, kazancı emeğe değil, sermayeye dayandırır. Birinin zenginleşmesi, diğerinin yoksullaşması pahasına olur. İslam ise ticareti, emekle kazancı teşvik eder. “Faizsiz kazanç olur mu?” sorusunun cevabı, asırlardır uygulanan İslam ekonomisinde saklıdır.
Zengin olanın malından yılda belirli bir oranda (genellikle %2.5) zekât vermesi emredilir. Bu sadece bir sadaka değil, toplumda servetin dolaşmasını sağlayan güçlü bir mekanizmadır. Aynı zamanda vakıf kültürü, yardımlaşma sandıkları, karz-ı hasen (faizsiz borç) gibi uygulamalar da bu sistemin tamamlayıcı unsurlarıdır.
Ticaret serbesttir, piyasa ekonomisi esas olsa da ahlak umdeleriyle bezeli olmak şarttan öte önemdedir. İslam ekonomisi serbest piyasa ilkesini destekler. Ancak bu serbestlik, ahlaki sınırlarla çevrilidir. Haksız kazanç, stokçuluk, aldatma, ölçü-tartı hilesi kesin olarak yasaktır. Peygamber Efendimiz, piyasaya müdahale etmemiş ama tüccarların vicdanla hareket etmesini öğütlemiştir.
Tüketimde dengeyi sağlamak da mühimdir. İslam’a göre kazanç helal olmalı, tüketimse ölçülü ve sorumlu olmalıdır. İsraf, lüks, gösterişçilik, şuursuz alışveriş… Hepsi modern dünyanın sorunları arasında. Oysa İslam’ın daveti açık: Kanaat eden, zengin sayılır.
Kısacası İslam ekonomisi, sadece haramdan sakınmayı değil, toplumda güven, paylaşım ve huzuru da hedefler. Bugün, yeni bir arayışın eşiğindeyken bu kadim sisteme kulak vermek, sadece Müslümanlar için değil, tüm insanlık için yeni bir yoldur; eskimez yeni…
Not: Yazı dizisinin devamında İslam’da işçi hakları, vakıf ekonomisi ve katılım finans modellerine de değineceğiz.

YAZARIN SON YAZILARI
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.