G-YNGZ371DBD
Dolar
Euro
Altın
BİST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

KUTLU DOĞUM 56

30.05.2025
38
A+
A-

KUTLU DOĞUM 56

O’nu, kendinden önce gelen her peygamber, sorumlulukları ölçüsünde ve çerçevesinde anlatmış ve haber vermiştir.

Meselâ, Endülüslü büyük alim Kadı Iyaz’ın Şifa-i Şerif’inde geçtiği üzere,

Hz. Âdem, kendisine yasaklanan meyveden yedikten sonra

Cenâb-ı Allah’a O’nu şefaatçi ederek yalvarmış;

“Muhammed hürmetine beni affet!” demiştir.

Cenâb-ı Allah’ın, “Sen Muhammed’i nereden biliyorsun?” sorusuna karşılık da,

“Ben, Cennet’in kapısında ‘Lâ ilâhe illallah, Muhammed’ün Rasûlullâh’ yazısını gördüm.

İsmi, senin İsm-i Şerifi’nin yanında anılan biri,

Sen’in yanında en kıymetli olmalıdır.” şeklinde cevap vermiştir.

En son Hz. İsa da O’ndan çok bahsetmiş, İncillerin eldeki nüshalarında;

“Size daha çok söyleyeceklerim var;

fakat, şimdi siz bunları kaldıramazsınız.

Ben gideyim, ta ki, dünyanın Efendisi,

gerçeğin ruhu, hakkı bâtıldan ayıran Zât gelsin ve

size bütün hakikatleri anlatsın.”

(Yuhanna, Bab 16/12-14) demiştir. (sorularlarisale.com)

– Demek ki, kâinatın yaratılmasının asıl hikmeti,

asıl maksadı,

gerçek hedefi,

hakiki ille-i gayesi Rabbimizin kendini tanıtmak istemesidir.

Bunu ikinci derecede takip eden bir hikmet,

bir maksat da Allah’ın ilminde,

bu kâinatın Allah’a olan şahadetini,

kudret ve ilmine olan delâletini en güzel anlatacak olan

Hz. Peygamberin yaratılacak olmasıdır.

İkinci bir nokta:

Kâinatın yaratılış gayesi,

yüce yaratıcının varlığı ve birliğini tanıtmak ve

onun hak mabud olduğunu gönüllere nakşetmektir.

Özellikle şuurlu varlıktan cinlerin ve insanların sırf bu görevle yükümlü tutulduğunu,

“Ben cinleri ve insanları sırf beni tanıyıp yalnız bana ibadet/kulluk etsinler diye yarattım.” (ZARİYAT, 50/56)

mealindeki ayetten anlamaktayız. (sorularlaislamiyet.com)

SİKKE-İ SAMEDİYED

Evet, gayr-ı mütenahi (nihayetsiz) ehadiyet sikkelerinden

(Allah’ın birliğinin her bir varlıkta ayrı ayrı tecellî etmesi damgalarından) ve samedâniyet hâtemlerinden

(herşey Ona muhtaç ve O hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah’ın CC mühürlerinden),

yalnız bahar mevsiminde sahife-i arza darb edilen (vurulan) sikkeye (damgaya) bak ki, şu zikredilecek müteselsil fıkralar (peşpeşe kısımlar), cümleler

o sikkeyi güneş gibi gösteriyorlar ve izhar ediyorlar.

Evet, sahife-i arzda (yeryüzü sayfasında) pek garip,

hakîmâne (anlamlı ve tam yerli yerinde, bir maksat ve faydaya yönelik olarak)

bir icad (yaratma) görünüyor.

30.05.2025

Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.