G-YNGZ371DBD
Dolar
Euro
Altın
BİST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

KUTLU DOĞUM 57 SİKKE-İ EHADİYET

08.06.2025
71
A+
A-

KUTLU DOĞUM 57

SİKKE-İ EHADİYET

Bu görünen icadın gösterdiği kuvvet ve faaliyeti görmek istersen,

şu gelen fıkralara dikkat et:

1. O icad fiili, pek azîm ve geniş bir sehavet-i mutlakadan (sınırsız, şartsız cömertlikten) geliyor.

2. Bir suhulet-i mutlaka (sınırsız kolaylık) ile

bir kuvvet-i mutlakadan (sınırsız güçten) çıkıyor.

3. Mutlak bir intizamla (sınırsız bir düzenle),

sür’at-i mutlakada (sınırsız hızda) meydana geliyor.

4. Mevzun (dengeli) ve mizanlı (ölçülü) olarak

bir vüs’at-i mutlakada (sınırsız genişlikte) bulunuyor.

5. Güzel bir eser-i san’at (sanat eseri) olmakla beraber,

mutlak (sınırsız) bir ucuzlukta görünüyor.

6. Taallûk ettiği (bağlantılı olduğu) şeyler pek karışık olmakla beraber, büyük bir imtiyaz-ı mutlak (varlıklar arasında tam ve kusursuz ayırımın olması) ve adem-i iltibasla (herhangi bir karıştırma hâlinin olmadan) yapılıyor.

7. Mahall-i taallûku (bağlantılı ve ilgili olduğu yer, bölgeler) gayr-ı mütenahi olmakla beraber,

eserlerinde çirkinlik görünmez,

ahsen (en güzel) şekilde husule gelir.

8. Efrad ve envâ (ferdler ve nevler) arasında,

bu’d-u mutlak (sınırsız uzaklık) ile beraber,

tevafuk-u mutlak (sınırsız uyum) var.

Arkadaş! Bu fıkraların herbirisi tek başına da o sikkeyi izhar etmeye kâfidir

(bir damgayı açıklamaya yeterlidir).

Bakınız, en harika bir sehavetle (cömertlikle)

en harika bir hüsn-ü san’at (sanat güzelliği),

muhit bir kudretin hassasıdır (her şeyi kuşatan Allah’ın kudretinin özelliğidir).

Ve intizamla (düzen ve tertiple) beraber harika bir suhulet (kolaylık),

hiçbir şeyden âciz olmayan (herşeyi yapabilen)

muhit (herşeyi kuşatan) bir ilim sahibine mahsustur.

Tartılmış gibi gayet mizanlı (ölçülü) olmakla beraber,

mu’cizâne (mucizeli) bir sür’at-i mutlaka (sınırsız hız),

herşeyi emrine ve kudretine teshir eden Zâta mahsustur

(herşeyi kudretine boyun eğdiren Allah’a has bir şeydir).

Nevilerin (türleri) pek dağınık bulunmasından,

pek geniş bir tasarrrufla (dilediği gibi kullanma ve yönetmeyle)

harika bir hüsn-ü san’at (sanat güzelliği ile),

ilim ve kudretiyle herşeyin yanında bulunan Zâta hastır

(Allah’a mahsustur).

Kesret ve mebzuliyetle (çokluk ve bollukla) beraber

her ferdin san’at itibarıyla (bakımından) kıymettar (değerli) olması,

sonsuz bir zenginlikle gayr-ı mütenahi hazinelere malik olan Zâta mahsustur

(sonsuz hazinelere sahip olan Allah’a hastır). (Mesnevi-i Nuriye 50)

O halde böyle tasarruf sahibi bir Zat hiç mümkün müdür ki

bir elçi vasıtasıyla kendini tanıtmasın ve bildirmesin.

İşte o tarif edici tanıtıcı muallim ise Resulü Ekrem asm dır.

08.05.2025

Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu

 

 

 

 

 

 

 

 

 

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.