LİYAKAT
Kulağıma küpe baba nasihati:
İnsan kalabilmek doktor, avukat, mühendis olmaktan daha zordur. Hangi mesleğe sahip olursan ol, sen hep insan kal.
Vicdan ve merhametini kaybetme, adil ol. Zira vicdan ve merhametten yoksunsan, adil değilsen hiç bir ünvan seni insan yapmaz…
30 yıl kadar önce gazetelerde okumuştum. Türkiye, Amerika’dan bir iş için general istiyor. Onlar da, o işi en iyi bilen bir albay gönderiyorlar. Bizimkiler, (Biz general istedik, siz albay gönderdiniz) diyorlar. Amerikan yetkilileri hayret ediyor, (Biz size o işi yapabilecek en iyi elemanı gönderdik. Ünvan sizce o kadar önemli mi?) diyorlar. Sonra, (Madem general istiyorsunuz, gönderdiğimiz albay, generalliğe terfi ettirilmiştir) diyerek terfisini gönderiyorlar. O albay, general olarak aynı görevi yapıyor.
Osmanlıda sıradan bir kişi üstün hizmetleri görülürse, bu kişi paşa, hatta sadrazam bile oluyordu. Amerika da bu sistem hâlâ devam etmektedir. Kore savaşında bir Türk Astsubayının üstün hizmetleri görülüyor, Amerikan generali, ona öyle bir rapor veriyor ki, (Bu raporla seni albay yaparlar) diyor. Bizim astsubay diyor ki, (Bizde öyle sistem yok. En büyük başarılarda bulunsak da, teğmen bile olamayız) diyor. Amerikan generali hayret ediyor.
Bir işe diplomalı veya unvanlı kimse değil, o işi hakkı ile yapabilen kimseler getirilmelidir. Adam kayırmak, adama göre iş vermek uygun değildir. Her zaman işe göre adam seçmelidir. O eleman o işe layıksa o iş ona verilmeli, layık değilse, layık olanını aramalıdır. Emanete riayet edilmezse, zekat zorla verilirse, ilim, dine hizmet için değil de, para ve makam için öğrenilirse, kişi, hanımının meşru olmayan arzusunu yapmaya çalışırsa, ana babasına isyan ederse, fâsık ve ehil olmayanlar işbaşına getirilirse, kötülüğünden korkup zalime hürmet edilirse, gayrı meşru ilişkiler, çalgılı içkili yerler çoğalırsa, yeni nesil, önceki âlimleri kötülerse, o zaman çeşitli belaya maruz kalırlar…
-Ahmed bin Amr el-Bezzâr el-Itkî
Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.
*Nisa Suresi 58
Emanet zayi edildiğinde kıyametin kopmasını bekleyin. “Ya Resulallah, emanetin zayi edilmesi nasıl olur?” denince, görev ehlinden başkasına verildiği zaman kıyameti bekleyin buyurdu.
*Buhari
Birilerinin ‘dava’ dediği şey, aslında kendi ikballeri, ihtirasları, inatları, hatta şahsi husumetleridir. Bizlere ise bunları ‘hakikat’ olarak takdim ediyorlar! Evet, görüyoruz: ‘Ben’ diyemedikleri için, ‘dava’ diyorlar. Davaya, Hakk’a değil de, kendilerine sadakat bekliyorlar…
Esaslı kâr, asıl dava, insanların duasını almaktır, Allah’ın rızasını kazanmaktır…