Müşriklerin Allah’ı yaratıcı kabul edip yönetici kabul etmediklerinden dolayı müşrik olduklarını açıklayan ayetlerdir.
Kur’an-ı Kerim’de müşriklerin, Allah’ı göklerin ve yerin yaratıcısı olarak kabul ettiklerini gösteren birçok ayet bulunmaktadır. Ancak bu kabul, onların ibadetlerini yalnızca Allah’a yöneltmelerine yetmemiş, aracı ilahlar (kanun koyucu, ibadet edilen vs.) edinmelerine neden olmuştur. İşte bu duruma işaret eden bazı ayetler:
Zuhruf Suresi 9. Ayet: “Andolsun ki onlara: ‘Gökleri ve yeri kim yarattı?’ diye sorsan, mutlaka ‘Allah’ derler. Öyleyse nasıl oluyor da (haktan) döndürülüyorlar?”
Bu ayet, müşriklerin Allah’ın yaratıcı sıfatını açıkça kabul ettiklerini ancak buna rağmen hakikatten uzaklaştıklarını ortaya koyar.
Lokman Suresi 25. Ayet: “Andolsun ki onlara: ‘Gökleri ve yeri kim yarattı?’ diye sorsan, elbette ‘Allah’ diyecekler. De ki: ‘Hamd Allah’a mahsustur.’ Hayır, onların çoğu bilmezler.”
Benzer şekilde bu ayet de müşriklerin yaratıcı konusunda Allah’ı tanıdıklarını ancak bu bilginin tam bir teslimiyete dönüşmediğini ifade eder.
Ankebut Suresi 61. Ayet: “Andolsun ki onlara: ‘Gökleri ve yeri kim yarattı, güneşi ve ayı kim boyun eğdirdi?’ diye sorsan, elbette ‘Allah’ diyecekler. O halde nasıl (haktan) çevriliyorlar?”
Bu ayet, sadece yaratılışı değil, evrendeki düzeni sağlayan gücün de Allah olduğunu müşriklerin kabul ettiğini gösterir.
Mü’minun Suresi 84-89. Ayetler: “De ki: ‘Eğer biliyorsanız, yeryüzü ve onda bulunanlar kimindir?'”
“Hemen: ‘Allah’ındır’ diyecekler. De ki: ‘Hala ibret almayacak mısınız?'”
“De ki: ‘Yedi göğün Rabbi ve yüce Arş’ın Rabbi kimdir?'”
“Hemen: ‘Allah’tır’ diyecekler. De ki: ‘Hala sakınmayacak mısınız?'”
“De ki: ‘Eğer biliyorsanız, her şeyin mülkü kendi elinde olan, koruyup da korunmayan kimdir?'”
“Hemen: ‘Allah’tır’ diyecekler. De ki: ‘Öyleyse nasıl oluyor da büyüleniyorsunuz?'”
Bu ayetler silsilesi, müşriklerin mülkiyetin, yedi kat göğün ve Arş’ın Rabbinin Allah olduğunu itiraf ettiklerini ancak buna rağmen şirk koşmaktan vazgeçemediklerini vurgular.
Yunus Suresi 31. Ayet: “De ki: ‘Size gökten ve yerden rızık veren kimdir? Ya da kulaklara ve gözlere malik olan kimdir? Ölüden diriyi çıkaran, diriden de ölüyü çıkaran kimdir? İşleri düzenleyen kimdir?’ Hemen: ‘Allah’tır’ diyecekler. De ki: ‘O halde sakınmaz mısınız?'”
Bu ayet, rızık veren, işleri düzenleyen ve hayatı var eden gücün Allah olduğunu müşriklerin kabul ettiğini, fakat yine de Allah’tan başkalarına yöneldiklerini ifade eder.
Bu ayetler, müşriklerin tevhid-i rububiyet (Allah’ın yaratıcı, rızık verici, hayat veren, öldüren, işleri idare eden tek rab olduğu inancı) konusunda bir nevi kabul içinde olduklarını, ancak tevhid-i ulûhiyet (ibadetin yalnızca Allah’a yapılması gerektiği, kanun koyucu inancı) konusunda saptıklarını açıkça göstermektedir. Yani onlar Allah’ı yaratıcı olarak tanımışlar, ancak ibadetlerini, kanun koymay ve yönetmeyi O’na tahsis etmemişlerdir.
Neden cihad etmek, Hakkın hakim olasın çalışmak zorunda olduğumuzu ortaya koyan ayetlerin bir kısmıdır.