PERDELER

PERDELER

Perdeler, ev perdesi değil; kalbe vurulan perdelerdir.
Onlar neden olur, bilir misiniz?
İlk olarak haram yemek, harama bakmak, harama yönelmek ve yalan söylemek… Kalbin en başlıca manevi hastalıkları; riya, kibir, kin, nefret, haset ve nifaktır.

Bu hasletlerden kurtulan kalp, perdesini aralar.
Ama o perdeler kalkmazsa ne mi olur?
Dünyadan başka derdi kalmaz; âhireti de tarumar olur.

Ayetler bizlere neler anlatıyor?
Hadisler kalbi ve perdeleri nasıl tarif ediyor?

Vallahi, ayet ve hadislerin hükmüne boyun eğsek, dünya hayali biter; kalp âlemi açılır.
Ama şu an bizlerin derdi, homini gırtlak, çukkadan yatan.

Bismillahirrahmânirrahîm

“Onların kalplerinde hastalık vardır, Allah da onların hastalığını artırmıştır. Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle, onlar için elem verici bir azap vardır.”
(el-Bakara, 10)

“(Ne var ki) bunlardan sonra yine kalpleriniz katılaştı. Artık kalpleriniz taş gibi, hatta daha da katıdır. Çünkü taşlardan öylesi vardır ki içinden ırmaklar kaynar; öylesi de vardır ki çatlar da ondan su fışkırır. Taşlardan bir kısmı da Allah korkusuyla yukarıdan aşağı yuvarlanır. Allah, yapmakta olduklarınızdan gâfil değildir.”
(el-Bakara, 74)

“Allah’ı zikretmek hususunda kalpleri katılaşmış kimselere yazıklar olsun! İşte onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.”
(ez-Zümer, 22)

“(Ey Habibim! Sana karşı gelenler) hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? (Şayet ibret nazarıyla dolaşmış olsalardı,) düşünebilecek kalpleri, işitebilecek kulakları olurdu. Gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur.”
(el-Hacc, 46)

HADİSLER

“Haberiniz olsun ki, insanda bir et parçası vardır. O iyi olursa bütün beden iyi olur; o bozuk olursa bütün beden bozuk olur. İşte o, kalptir.”
(Buhârî, Îmân, 39)

Ümmü Seleme’ye: “Ey müminlerin annesi! Allah Resûlü senin yanındayken en çok hangi duayı ederdi?” dedim.
Ümmü Seleme: “Onun çoğunlukla ettiği dua şuydu: ‘Ey kalpleri çeviren Allah’ım! Benim kalbimi dinin üzere sabit kıl.’” dedi.
Ben de kendisine: “Ey Allah’ın Resûlü! Bu duayı neden çok ediyorsun?” diye sordum.
Allah Resûlü şöyle buyurdu:
“Ey Ümmü Seleme! Hiçbir insan yoktur ki, kalbi Allah’ın iki parmağı arasında olmasın. O, dilediğini istikamet üzere kılar, dilediğini ise saptırır.”
(Tirmizî, Deavât, 89)

“Allah, suretlerinize ve mallarınıza bakmaz; ancak kalplerinize ve amellerinize bakar.”
(Müslim, Birr, 34)

“Hayır, hayır! Doğrusu, onların kazanmakta oldukları kalplerini paslandırmıştır.”
(Mutaffifîn, 83/14)
(Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 83)

“Âdemoğlunun kalbinden, bütün (arzu) vadilerine uzanan yollar vardır. Allah, kalbini bu yollara açmış olan kişiyi, bunların hangisinde helâk ettiğini önemsemez. Fakat kim Allah’a güvenirse, Allah onu (arzularının) keşmekeşliğinden kurtarır.”
(İbn Mâce, Zühd, 14)

Sadece okumak, kalbin bu hastalıklarını bitirmeye yetmez.
Kalbi amel ettirmek de gerekir.
Bolca zikir ve salavat ile kalbi konuşturmalıdır.
Kalben akletmelidir.
Kalben tefekkür ve tevekkül etmelidir.
O zaman kalp Rahman ile, beden dünya ile olur.
Yoksa tam tersi olur.

Ahmet Sağlam