G-YNGZ371DBD
Dolar
Euro
Altın
BİST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

PEYGAMBERİMİZE ÜMMET OLMA ŞEREFİ

11.04.2025
34
A+
A-
PEYGAMBERİMİZE ÜMMET OLMA ŞEREFİ

KUTLU DOĞUM 52

PEYGAMBERİMİZE ÜMMET OLMA ŞEREFİ

Tasavvuftaki ilk yaratılışa dair bu bilgiler, Risale-i Nur’daki bilgilerle büyük benzerlikler göstermektedir.

İlk yaratılan Hz. Peygamberin (asm) temsil ettiği nübüvvet nurudur.

Kâinat onun nurundan yaratılmıştır.

Varlığın mebde ve müntehası (başlangıcı ve sonu) Hz. Muhammed (asm)’dir.

“Hem o melek, cin ve beşerin seyyidi (efendisi) olan zat,

şu kâinat ağacının en münevver (aydınlanmış, nurlu) ve mükemmel meyvesi ve

rahmet-i İlâhiyenin timsali (Allah’ın rahmet, şefkat ve merhametinin örneği) ve

muhabbet-i Rabbâniyenin (herşeyi terbiye eden Allah’ın mahlukatını sevmesinin) misali ve

Hakkın en münevver bürhanı (herşeyi hakkıyla yaratan, varlığı hak olan ve her hakkın sahibi olan Allah’ın en nurani delili) ve

hakikatin en parlak sirâcı (gerçeğin en parlak ışığı) ve

tılsım-ı kâinatın miftahı (evrenin ve yaratılan tüm varlıkların ifade ettiği sırrın, gizemin anahtarı) ve

muammâ-yı hilkatin keşşafı (yaratılıştaki sır ve gizlilikleri açığa çıkaran) ve

hikmet-i âlemin şârihi (âlemin yaratılış gayesini şerh eden, açıklayan) ve

saltanat-ı İlâhiyenin dellâlı (Allah’ın saltanatını, egemenliğini ilan eden) ve

mehâsin-i san’at-ı Rabbâniyenin vassafı (Allah’a ait san’at güzelliklerini her yönüyle bilen ve açıklayan);

ve câmiiyet-i istidat cihetiyle (kabiliyetin kapsamlılığı yönüyle),

o zat mevcudattaki kemâlâtın (varlıklardaki faziletlerin) en mükemmel enmuzecidir (misalidir).

Öyleyse, o zâtın şu evsâfı (özellikleri) ve

şahsiyet-i maneviyesi (manevi şahsiyeti) işaret eder, belki gösterir ki,

o zat kâinatın illet-i gaiyesidir (asıl gayesidir).

Yani, “O zâta şu kâinatın Hâlıkı (herşeyi var eden Allah) bakmış, kâinatı halk etmiştir.

Eğer onu icad etmeseydi (yaratmasaydı), kâinatı dahi icad etmezdi” denilebilir.

Evet, cin ve inse getirdiği hakaik-i Kur’âniye (Kur’ân’ın hakikatleri, gerçekleri) ve

envâr-ı imaniye (iman nurları) ve

zâtında görünen ahlâk-ı âliye (en üstün ahlak) ve

kemâlât-ı sâmiye (yüksek faziletler),

şu hakikate şahid-i kat’idir (kesin şahiddir).”(Mektubat, s.277)

Çekirdek ve Meyve

Tasavvufi anlayışta, “Resûl-ü Ekrem’in ruhu ve nuru bütün insanlardan, peygamberlerden, hatta meleklerden önce var olduğundan,

Peygamber insanlığın manevi babasıdır.

Hz. Âdem insanların maddeten babası (ebul beşer)

Hz. Peygamber ruhların babası” olduğu söylenmektedir.

Risale-i Nur’da da Hz. Peygamber, yaratılmışların çekirdeği ve

en mükemmel meyvesi olarak ifade edilir.

Bu hakikat gelecek yazımızda izah edilecektir:

12.04.2025

Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu

 

 

 

 

Prof. Dr Cahit Kurbanoğlu
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.