G-YNGZ371DBD
Dolar
Euro
Altın
BİST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

SAYIN CUMHURBAŞKANIM, YENİ BEKRİ MUSTAFA’LAR İSTEMİYORUZ!!!

30.07.2025
22
A+
A-

SAYIN CUMHURBAŞKANIM, YENİ BEKRİ MUSTAFA’LAR İSTEMİYORUZ!!!

 

Yirmi sekiz Temmuz da yazmış olduğumuz bir makale var idi. “Liyakat Diye Başladık, Liyakatsizlikle Yol Aldık” diye bir başlık atmış ve liyakatsizlikte, işi ehil ellere vermeme noktasında nereye geldiğimizi ve üzüntülerimizi başta Sayın Cumhurbaşkanımıza, etkili, yetkili kurumlara ve onların başındakilere iletmiş idik. Netice ne olur onu bilmem.

Zira;

“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17)

sırrını hayatımızın bir parçası yapmış ve bu bilinç içerisinde dostlarımızı üzüyor olsakta bu hakikati söylemek ve yazmakla mükellefiz. Hakkınızı helal edin.

 

Son günlerde nedense sanki gözümüzün içine adeta sokarcasına yakinen bildiğimiz kamuda çalışan dostların, ehliyetli ve liyakatli olmadıkları makamlara geldiklerini görünce ister istemez “yuh artık bu kadarı da fazla”demekten kendimizi alamadık.

Sonrasında zihnimize şu meşhur Bekri Mustafa’nin hikayesi geldi. “Hahhh tas tamam halimiz, ahvalimiz tıpkı bunun gibi” gayri ihtiyari gülmekten kendimizi alamadık.

 

Yıl 2025

Bekri Mustafa 1593 yılları 1634 arasında yaşamış. Arada geçen onca yılları bir düşünün.

Gelin şimdi size Bekri Mustafa hikayesini aktaralım:

 

“1593-1634 yıllarında Sultanahmet’te doğup-yaşayan Bekri Mustafa’nın adını, herhalde duymuş olmalısınız…

 

Onun, kendini genç yaşında ‘içki’ye verdiğini, ‘gece-gündüz içtiği’ için Bekri namıyla ün yaptığını ve 41 yaşında öldüğünü belki bilmezsiniz ama, Bekri Mustafa’nın ‘imam’ olma hikâyesini herhalde bilirsiniz.

 

Efendim, hikâye şöyle:

 

Bekri Mustafa, yoksul bir mahallede ‘Küçük Ayasofya Camii’nin önünden geçmektedir… O sırada musallada bir tabut vardır, fakat namazı kıldıracak imam ortalarda yoktur.

 

Cemaatin, beklemekten canı sıkılır ve başında kavuğu, sırtında cübbesiyle oradan geçen Bekri Mustafa’yı ‘hoca’ zannederek namazı kıldırmasını söylerler.

 

‘Yok, ben hoca değilim’ dese de, dinlemezler ve zorla öne geçirirler.

 

Bekri Mustafa namazı kıldırdıktan sonra tabutun örtüsünü açar ve ölünün kulağına bir şeyler fısıldar.

 

Cemaat, ölüye ne söylediğini merak eder.

 

Bekri Mustafa gülerek cevaplar:

 

‘Sen şimdi aramızdan ayrılıp ahirete gidiyorsun. Eğer orada, bu dünyanın ahvalini sana sorarlarsa, Bekri Mustafa Ayasofya’ya imam oldu dersin. Onlar durumu anlar…’ dedim.”

 

Eh bu hikayeden sonra ne demek istediğimi herhalde anlamışsınızdır. Konu hakkındaki yorumlarınızı da yazarsanız bu makaleden sonra onları da sizler ile paylaşmak isterim.

Selâm ve dua ile.

Bülent Ertekin

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.